GÜLÜMSETEN ALIŞVERİŞ SİTESİ

19 Temmuz 2013 Cuma

Baş Döndürücü Parfüm Gücü


Parfüm, latince, kokulu duman anlamına gelen “perfumum” kelimesinden geliyor. Tarihi ise oldukça eski: Günümüzden yaklaşık 5000  yıl önce, Mısırlılar güneş tanrıları Râ için güneşin doğuşundan batışına dek kokulu otlar yakarlardı. Ölülerini ise kokulu yağlar kullanarak mumyalar, mezarlarına parfüm şişeleri ve kokulu kremler koyarlardı. Nitekim, yapılan kazılarda Mısır Firavunu Tutankhamon’un mezarından parfüm şişeleri ve krem vazoları çıkarıldı. Mısırlılar günlük hayatlarında ise kokulu yağlar ve pomatlar kullanırdı. Bunlar içinde en çok tercih ettikleri “kyphi” adını verdikleri  kokulu bir yağdı. Kyphi, bal, şarap, pirinç, mersin çiçeği, safran, katırtırnağı ve ardıç özlerinden oluşan bir karışımdı. Nefertiti yasemin banyosu yapar, banyodan sonra vücuduna sandal ağacı, amber ve ender rastlanan çiçek özleri sürerdi.

Çağdaş niteliklere sahip ve bilinen ilk parfüm 14. yüzyılda, 1370 yılında yapıldı ve güzelliğiyle ünlü Macar kraliçesine atfedildi. Esans ve biberiye yağı ile alkol karışımından elde edilmiş, lavanta yağı ile zenginleştirilmiş bu karışıma özel bir isim verilmesi de unutulmamıştı: “Macar Suyu”.16. yüzyılda cam sanatının ilerlemesiyle birlikte parfümün gelişme süreci de hızlandı. O yıllarda parfümün en çok üretilip tüketildiği ülke Fransa idi. Fakat parfümün vücuda sürülmesinin hastalıklara neden olacağı düşünülür, parfüm sadece pis kokuları maskelemek için kullanılırdı. Bu nedenle giysiler, eldivenler, mendiller, hatta mücevherler bile parfümlenirdi. 17. ve 18. yüzyıllarda, parfüm endüstrisi oldukça gelişti. Özellikle Fransa'nın Grasse bölgesi parfüm endüstrisinin kalbi, merkezi haline geldi.

20. yüzyılda parfümler muhteşem şişeleriyle birer sanat eseri halini aldı. Parfümler vücut kokularını bastırmak için değil, kişiliklerin altını çizmek için kullanılmaya başlandı ve çağdaş yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldi.

Kokular, içerisindeki ürüne asıl koku veren maddenin (ağaç, çiçek, baharat, vs..) yağları ve aroma veren diğer madde bileşimlerinin yoğunluğuna göre birbirinden farklı türlere ayrılır. Parfüm kelimesi dilimize tüm koku ürünlerini kasteden bir kelime olarak yerleştiği için, koku türleri arasındaki ayrım göz ardı edilerek hepsine parfüm denilmekte. Halbuki parfüm aslında bir koku türüdür ve ürün içeriğindeki öz parfüm yağları konsantresinin yani asıl esansın % 80'e kadar yoğun olduğu ürünü ifade eder. Gerçek parfüm çoğu parfüm firmasında bulunmayıp, olanların ise ancak 15 ml. lik ambalajlar şeklinde ve çok yüksek fiyata sattıkları koku türüdür.

Parfüm yaygın olarak EDP ve EDT türleri satılır ve kullanır. Eau de Parfum yani EDP gerçek parfümden sonra içeriğindeki esans miktarının %20'ye kadar olduğu koku çeşididir. EDT lere göre daha uzun süre kalıcıdır ve kokuları daha baskındır. Fiyatı Edt lere göre daha yüksektir. Eau de Toilette yani EDT ise esans miktarının %10'a kadar olduğu koku çeşididir. Hafif ve spor kokular genelde bu gruptadır. EDP ye göre biraz daha az kalıcığı vardır ve yine EDP ye göre daha uygun fiyatlıdır. Erkeklerde kullanılan ASL yani After Shave Lotion ise %3'ten az esans içerir ve ve traş sonrası losyonun koku verilmiş halidir. Kalıcı değildir ve  ASL ile birlikte yine parfüm kullanmak gerekir.


Kokularımızın kalıcılığını arttırmak için mutlaka tenimize sürmeli (giysi üzerine değil) ve kullandığımız ürünün devam ürünleri olan sprey deodorant ve rollonuyla birlikte kullanmamız gerekir. Hatta bazı ürünlerin parfümlü vücut losyonları ve duş jelleri de vardır, bunlarda ASL gibi %3'ten az esans içerir ancak kendi kokusu ile kullanıldığında kalıcılıkta oldukça etkilidir.

11 Nisan 2013 Perşembe

Doğru Güneş Gözlüğü Seçiminin Önemi...

Günümüzde yetişkinlerin dörtte üçü tarafından kullanılmakta olan güneş gözlükleri, estetik görünüm ve bir aksesuardan öte göz sağlığı açısından çok önemli ve gerekli bir araçtır. Özellikle ozon tabakasının incelmesi ve anormal iklim değişiklikleri güneş gözlüğünün önemini daha da arttırmaktadır. Nitelik bakımından çok fazla çeşitlilik arz etse de, güneş gözlüğü satın alırken bazı özelliklere dikkat etmek gerekmektedir.


''Güneş gözlüğü aksesuar değil, göz sağlığının korunması için bir ihtiyaçtır'' Güneş gözlüklerinin her yaşta kullanılmasında bir sakınca bulunmadığı gibi, gelişim çağındaki çocukların dahi güneş gözlüğü kullanmaları tavsiye edilmektedir. Çünkü uzun süre güneş ışınlarına ve özellikle mor ötesi ışın dediğimiz zararlı ışınlara maruz kalma, gözde kızarmaya, retina tabakasının zarar görmesine, sarı nokta hastalığına ve göz çevresindeki ciltte kansere ve hatta körlüğe bile neden olabilmektedir.


1. UV koruması: Güneş gözlüğü camlarının, ultraviyole (UV) de denilen ve güneşten gelen mor ötesi ışınlarına karşı koruma sağlaması gerekmektedir. UV ışınları gözle görülmemekle birlikte, yoğunluğunun fazla olduğu durumlarda bağ dokusu ve korneada ağrılı yanıkların oluşmasına sebep olabilir. Sadece görünen ışığı kesen ama UV ışınlarına karşı bir blokaj sağlamayan güneş gözlükleri, gözbebeğinin gözün kendini doğal yolla koruma özelliğini de devre dışı bırakırlar. Gözbebeği, güneş gözlüğünün sağladığı karanlık ortamda iyice açılacağından, görünmeyen UV ışınları açık gözbebeğinden içeri çok fazla oranda girer. “UV filtresi”, gözlük camının koyuluğundan bağımsızdır ve gözlük camının hamurunda gerçekleşir. Dolayısıyla güneş gözlüğünün gözü koruma özelliği camların koyuluk derecesinden çok camların kalitesine ve UV filtresinin bulunmasına bağlıdır.


2. “UV 400″: Bu terim, camın içinden geçen ışınların altındakilerin bloke edildiği dalga boyunu ifade eder. Gündelik kullanım esnasında bu değer oldukça yeterlidir, ancak atmosferden geçip dünyaya gelen bu ışınların yaz aylarındaki açık havalarda ve yansımanın fazla olduğu dağlık bölgelerde ve deniz bulunan yerlerde göze daha fazla etki ettiğinden yetersiz kalabilir. Bu konuda bir optisyene danışılmalıdır.


3. Emilim: Emilim (absorbsiyon) işlevinin göstergesi, renkli gözlük camlarının ışığı geçirme oranıdır. Örneğin %65 emilim söz konusu olduğu zaman, gelen ışığın yalnızca %35′i göze ulaşıyor, geri kalanı emilerek veya yansıyarak bertaraf ediliyor demektir. Kuzey kesimlerde kullanım için %50 ile %70 arası emilim değerleri yeterlidir. Çok aydınlık ortamlarda, örneğin plajda veya karlı arazide, %85 oranında emilim değerlerine yönlenmek gerekir.


4. Camın rengi: Kahverengi ve füme renkli camlar, çevre renklerinin algılanmasında en az hataya neden olur. Diğer renklerde ise insan gözünün alışmak için belirli bir süreye ihtiyacı olur. Avrupa normlarına göre, gözlük camı rengi, trafik işaretlerinin ve sinyallerinin renklerini algılamakta yanıltıcı etki yaratmamalıdır. Gözlük camı renginin, UV koruması üzerinde bir etkisi bulunmamaktadır.


5. Camın kalitesi: Kaliteli gözlük camlarında kabarcık, pul ya da bir düzensizlik olmaz. Parmakla bastırılınca cam esnemez. Camının içinden bakarak odaklanılan bir nesnede, gözlük hareket ettirilince deformasyon ve kayma oluşmaz.


6. Camın büyüklüğü: Gözlük camları, gözleri yanlardan, yukarıdan veya yansıma ile aşağıdan gelen güneş ışınlarına karşı koruyacak büyüklüğe sahip olmalıdır.Estetik amaçla yüzden uzakta kalan camlar yeterli koruma sağlamayabilirler. Yüze tam oturmayan gözlükler yan kısımlardan sızan zararlı güneş ışınlarına maruz bırakacağından Güneş gözlüğü bir uzman yardımı ile yüz şekline göre seçilmelidir.


7. CE işareti: Temmuz 1995 tarihinden bu yana, CE işareti bulunmayan güneş gözlüklerinin Avrupa Birliği sınırları içinde alım-satımı yasaktır. CE işareti, ürünün minimum kalite standartlarına uygun olduğunu garantiler.


8. Araba kullanırken güneş gözlüğü takmak: Çok araba kullananlar, alacakları güneş gözlüğünün çerçeve ve saplarının ince olmasına dikkat etmelidir. Aksi halde sağ-sol ve yukarı-aşağı bakarken görme alanları kısıtlanmış olur. Bundan başka güneş gözlüğünün alacakaranlıkta ve gece takılmaması gerekir. Yetersiz aydınlıkta güneş gözlüğü takanlar, hem kendi yaşamlarını, hem de başkalarının yaşamlarını tehlikeye atmış olacaklardır.


9. Güneş gözlüklerinin bakımı: Gözlük üzerindeki çizikler görüntü kalitesinin bozulmasına ve zararlı ışınların göz içine girmesine neden olabileceğinden, Güneş gözlüklerinin camları temizlenirken dikkatli olmak gerekir.Cam temizliği için, özel bir gözlük bezi kullanılmalıdır. Akan su altında bulaşık deterjanı ve parmakla (süngerle değil!) yıkamak da bir çözümdür. Hatta güneş kremi veya yağı bulaşan gözlüğün önce deterjan ile akan su altında yıkanması, akabinde silme bezi ile kurulanması en doğrusudur.



1 Nisan 2013 Pazartesi

Vazgeçilmez Aksesuarlarımız; Takı...


Günümüzde erkekler ve özellikle kadınlar için vazgeçilmez aksesuarlar arasında yer alan takı ve mücevherin öyküsü insanlık tarihi kadar eskilere dayanmaktadır. Tarihte ilk takılar, deniz kabukları, ağaç parçaları, taş, hayvan dişleri ve kemiklerinden yapılırken, ilk takının kıyafetlerin birleştirilmesi gibi fonksiyonel amaçlarla üretildiği düşünülmektedir.
Tarım ve hayvancılığın başladığı yerleşik kültürlerin ortaya çıktığı, günümüzden 7 bin yıl önce soğuk dövme teknikleri ile işlenen metalin ve cilalanarak ve parlatılarak boncuk formuna getirilen renkli taşların kullanıldığı görülmektedir. İnsanoğlu yeni madenler ararken ilk doğal altın ve gümüş madenlerini bulmuş, böylece tabakalı toplumlar ve statü simgeleri ortaya çıkmıştır. Örneğin yüzük Bizanslıların belki de en sevdikleri takı türü olmuştur. Soyluluk ve güç simgesi olan yüzüğü birine vermek, ona kendi imzasını kullanma yetkisini verme anlamına gelmiştir. Hatta çoğu kültürde, takıların ölen sahipleriyle beraber gömüldüğü görülmüştür.

Bir takı ve mücevher tasarımı yapılırken öncelikle kimin kullanacağı göz önünde bulundurulur. Eğer genç bir kesime takı yapılacaksa modasal çizgide birbirine benzer koleksiyonlar yapılır. 30 yaşın üstüne çıkıldığı zaman toplumsal statü de yükseldiği için kişinin kendi kişiliğini daha çok ifade edecek koleksiyonlar tercih edilir. Hangi meslek grubunda olduğunu göstermek için insanların hala altın rozetler kullanıyor olması, eski kabile toplumlarında takının kabile kimliğini işaret etmek için kullanılmasından kaynaklanmaktadır.

11 Şubat 2013 Pazartesi

Sevgililer Günü'nde Küçük Bir Süprize Var Mısınız?


Sevgililer Günü yaklaşıyor, bu geceye dair bir planınız var mı? Bazılarımız kesinlikle kutlanması gereken bir gün olarak düşünse de, toplumun büyük bir kesimi böylesi bir günün ticari amaçla uydurulmuş olduğuna ve sevgiyi bir güne sığdırmanın imkansız olduğuna inanıyor. Ancak iş, yoğunluk, monotonluk içerisinde savaş verirken küçük çabalarla fark yaratmak, minik hediyelerle karşındakini düşündüğünü göstermek de çok zor bir şey olmasa gerek. Romantik bir akşam yemeği atmosferi ile sevdiğinize bir sürpriz yapmak ise herkesin yapabileceği kadar kolay. Romantik bir akşam yemeği masasını nasıl hazırlayabilirsiniz?



- Öncelikle mönünüzü belirleyin. Çok zamanınızı almayan pratik ancak göze ve mideye hitap edecek yemeklerden oluşan bir liste hazırlayın. Mönüde mutlaka çikolatalı, kırmızı rengin hakim olduğu tatlı ve yemekler olmalı. Sağladığınız romantik havayı yemekleriniz ile de perçinlemiş olursunuz...

- Ve yemekleri hazırladıktan sonra hemen masanızı hazırlamaya başlayın. Pastel renklerde ya da iddialı olmasını istiyorsanız saten kırmızı renkte bir masa örtüsü kullanın. Sıra dışı bir hava yaratmak için siyah-beyaz renkleri de alternatif olarak düşünebilirsiniz.

- Peçeteleriniz, peçetelikleriniz ve servis tabaklarınız ile çatal bıçaklarınız uyumlu olmalı. Sade, gösterişten uzak, fakat etkileyici detaylar oluşturmalısınız.

- Masanın ortasına sevgilinizin sevdiği çiçeklerden bir buket koyabilirsiniz. Ve tabii ki olmazsa olmazlar mumlar... Mumları ve çiçeği masada doğru konumlandırmalısınız, aksi takdirde görüşünüzü ve servisinizi engelleyebilir.

- Masayı kırmızı gül yapraklarıyla süsleyebilir, tabaklara da birer gül iliştirebilirsiniz. Unutmayın aşkın ve şehvetin rengi kırmızıdır...

- Bardak seçiminiz de diğerleri kadar önemlidir. Kristal kadehler bu masa için en uygun olanlarıdır...

- Sevgilinize onu ne kadar çok sevdiğinizi anlatan küçük bir kart hazırlamayı da unutmayın. Onun oturacağı servisin yanına bu küçük notu iliştirdiğinizde masanın düzeni tamamlanmış olacaktır.

- Geriye müzik seçimi ile sizin hazırlanmanız kaldı. Rahat servis yapabileceğiniz fakat aynı zamanda da bu romantik ambiyansa destek olabilecek tarzda bir kıyafet, bu geceyi unutulmaz kılacaktır!



 

10 Şubat 2013 Pazar

Sevgililer Günü Hediye Seti Kampanya Sonucu

Öncelikle "Sevgililer günü bence...." cümlesini en güzel şekilde  tamamlayarak bizimle de paylaşan herkese çok teşekkürler. Sevgililer Günü hakkında yapılan tüm yorumlar değerlendirmeye alınarak, en güzel yorumu yazanlar arasında yapılan çekilişle şanslı takipçimiz belli olmuştur. İşte şanslı takipçimiz ve yorumu;

Sevgililer Günü bence; sadece sevgililer, aşık olan insanlar için değil, aynı zamanda sevdiğimiz tüm insanlar için sevgimizi onlara ifade etmenin, kırgınlıkları unutmanın, aşıkların, dostların, arkadaşların, ailelerin yılda 1 gün bile olsa tüm insanların birbirine seni seviyorum demesi gereken bir gündür. İnci GÖK-KOCAELİ

Sayın İnci Gök'ü tebrik eder, hediyemizi iyi günlerde kullanmasını dileriz.

Yeni kampanyalarımızda, yeni şanslarla sizlerle olmak dileğimizle sitemizi takip edin.

GÜLÜMSETEN ALIŞVERİŞLER...

30 Ocak 2013 Çarşamba

"Sevgililer Günü Bence;....." Cümlesini Nasıl Tamamlardınız?



Sevgililer günü hakkındaki düşüncelerinizi yukarıdaki cümleyi tamamlayarak bizimle de paylaşın, sizin ve sevdiğinizin severek kullanacağı hediyeleri kazanma şansı yakalayın...

Katılmak için;

www.markamil.com sitemize üye olun, Facebook sayfamızı beğenin ve kendi duvarınızda paylaşın, varsa Twitter hesabından takip edin. Katılım şartlarını yerine getirenler arasında yapılacak çekilişle şanslı 1 kişiye;

Bayan Kol Saati, Erkek Kol Saati, Çikolata ve Tealight Mum'dan oluşan Sevgililer Günü Hediye Setini armağan edeceğiz. 10 Şubat Pazar günü saat 17.00'a kadar yapılan yorumlarınız değerlendirmeye alınacaktır. Kazanan talihlimiz 11 Şubat Pazartesi günü blogumuzda açıklanacaktır. Kazanan talihlimizin hediyesi, www.markamil.com sitemizdeki üyelik adresine gönderilecektir. Sevgililer Günü Hediye Seti 11 Şubat Pazartesi günü kargoya verilecektir. 

Tüm katılımcılara bol şans...

29 Ocak 2013 Salı

İç Giyim Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?

Kadınların en mahrem dünyasıdır iç giyim  İç çamaşırı alırken sadece fotoğraflarına mı bakıyorsunuz? Her ne kadar çok az kişinin görme ihtimali olsa da iç çamaşırı almak marifet ister. Kadınlar için iç giyim, hem görüntü güzelliği hem de hijyenik konforu ifade ettiğinden, satın almadan önce ve satın aldıktan sonra kullanım ile ilgili nelere dikkat edilmesi konusunda uzmanlar diyor ki;

Satın alırken:
- Günlük hayatınızda yada sık olarak kullandığınız iç çamaşırların bedene uygun, kesimi rahat, dar olmayan iç çamaşırı giyilmeli
- Pamuklu iç çamaşır kullanılmalı, özellikle çamaşırın ağ kısmı mutlaka pamuklu olmalı.
- İç çamaşırı kumaşları yumuşak ve esnek olmalıdır.
- Slip lastikleri aşırı sert ve aşırı yumuşak olmamalıdır.
- Çamaşırın üzerindeki dikiş, esneyen tipte zincir dikişi olmalıdır.
- Güvenilen ve bilinen firmaların mamulleri tercih edilmelidir.
- Göğüsleri sıkıştıran sütyen modellerinden kaçınılmalı, kendi vücut yapınıza en uygun sütyeni n bedeni ve cup seçeneği  tercih edilmelidir.
- Gebelik döneminde sutyen ölçüsü çok sık değiştiğinden, bu dönemde uygun ölçüde sutyen kullanımına daha çok dikkat edilmeli. Özellikle gebeliğin son aylarında göğüs uçları hassaslaştığından, sentetik ürünlerden kaçınılmalıdır.
- Doğum sonrası dönemde bedene uygun emzirme sutyeni alınmalı, meme uçlarından süt gelebileceğinden, göğüs pedi kullanımına özen gösterilmelidir. Meme ucunun tahriş olmaması için pamuklu çamaşır giyilmelidir.

Kullanım sırasında:
- Çamaşırlar düzenli olarak ve sık sık değiştirilmelidir.
- Çamaşırlar yıkama talimatına uygun yıkanmalıdır.
- Örgü kumaş esnek bir yapıya sahiptir. Bu nedenle asarken ve ütülerken aşırı derecede esnetilmemeli ve çekiştirilmemelidir.
- Bir önemli konuda iç çamaşırlarınızın yıkanma sonrası ütülenmesidir. Ütü yaptığınızda iç çamaşırınız da olabilecek mikro organizmalardan kurtulabilirsiniz.
- Beyaz çamaşırlarda TSE markalı çamaşır suyu, renkli ve beyazlarda TSE belgeli deterjan ve yumuşatıcı kullanılmalıdır.
- İç çamaşırlarını yıkarken, mümkün olduğu kadar yumuşatıcı kullanımından kaçınılmalı. Yumuşatıcılar ve bazı deterjan artıkları da çamaşırların yüzeyinde kalarak, kimyasal reaksiyona sebep olur.

SÜTYENLER 
- Her zaman göğüslerinizi tam toparlayan bir sütyen giyin. İyi bir sütyen göğüslerinizi kaldırır belinizi ortaya çıkartır.
- Kendi vücut ölçünüze uygun olan bir çamaşır seçmelisiniz. Örneğin küçük göğüslere  sahipseniz büyük görünsün diye büyük ölçülerde bir sütyen almaya kalkmayın. Bu sizi gün boyu rahatsız eder. 
- İnce askılı üstler giyiyorsanız sütyen askılarınızın görünmesinde bir sakınca yoktur. Tabii sütyeninizin güzel olması kaydıyla.
- Eğer göğüsleriniz küçükse elyaflı sütyen giyebilir ya da silikon petlerden kullanabilirsiniz.
- Sütyen ve külotlarınızın giydiğiniz giysilerle aynı renkte ya da onlardan daha açık renkte olmasına dikkat edin. Çoğu kadın kimsenin görmeyeceğini bilseler dahi sütyen ve külodun takım olmasına dikkat ederler. Çünkü kendilerini böyle daha iyi hissederler. 

KÜLOTLAR
- Sizi sıkan, rahatsız eden bir iç çamaşırı giyinmek oldukça kötü bir durumdur. Ne kadar güzel olursa olsun mutlaka içinde rahat davranabileceğiniz bir iç çamaşırı seçmelisiniz. 
- Kendi ten renginize uygun iç çamaşırı seçmenizde yarar var özellikle de siyah ve beyaz pantolonların altına giyinmek için. Çünkü beyaz bir pantolonun altına yine beyaz bir iç çamaşırı giyinmek oldukça çirkin duracaktır. Beyaz ya da iç gösteren giysilerle ten rengi iç çamaşırlar kullanın.
- Çoğu kadın g-string giyinmekten kaçar oysa artık her vücuda göre bulmak mümkün ve kullandıkça yararlarını görebilirsiniz. İç çamaşırında kullanılan malzemeye dikkat etmeniz gerekir. İpeksi string bir külot pantolonların ya da ince eteklerin altında oldukça hoş durabilir. 
- Eğer eteğiniz iç gösteriyor ama vücüdunuzu sıkıca sarmıyorsa string yerine kalçanızı tam saracak büyükçe ten rengi bir külodu tercih edin.
- Poponuzda selülit çoksa ince kumaştan giysiler giydiğinizde kesinlikle string giymeyin.



14 Ocak 2013 Pazartesi

Gerçek Deri Aksesuarların Bakımı



Bir sürü para verip aldığınız gerçek deri çanta ve cüzdanlarınızın bakımını da yapıyor musunuz? Her şeyin olduğu gibi deri çantaların da bakımını  yapmak gerekir. Böylece doğru bakım ile daha iyi görünmelerini sağlamanın yanı sıra, kullanım ömürlerini de uzatmış olursunuz. Bakım önerileri, çanta ve cüzdanların yanı sıra gerçek deriden yapılmış ceket, ayakkabı, kemer ve eldiven gibi tüm aksesuarlarınız için geçerlidir.

- Deri tamamen doğal ve lifsiz bir yapıya sahip olduğu için kullanım sonrası yıkama işlemine tabi tutulmaz. Deri aksesuarınızı hafif ıslak ve sabunlu pamuklu bir bez ya da yumuşak bir havlu ile küçük daireler çizerek, deriye zarar vermeden temizlemeniz gerekir.

- Deri çantanızın içinde parfüm, aseton, kolonya, krem gibi alkol ve kimyasal maddeler içeren ürünler taşırken her zaman dikkatli olun. Bu kimyasallar derinin rengini değiştirebilir ve deriye kalıcı hasar verebilir.

- Deri çantanız üzerinizdeyken de parfüm ve saç spreyi sıkmamaya dikkat ediniz, bunlar deride leke bırakabilir.

- Deri çantanızın çıplak omzunuza ya da kolunuza değdiği zamanlarda teninizde krem, parfüm vs. olmamasına dikkat ediniz. Aynı zamanda derinin terden ve vücut yağlarından da etkilendiğini unutmayınız.

- Deri çantanızı kullanmadığınız zamanlarda, çantanın formunu koruması için içini gazete, sünger ya da kağıtla doldurabilirsiniz. Böylece katlanma ve kırışmaların önüne geçebilirsiniz.

- Deri çantanızın solmaması için her zaman güneş almayan bir yerde ve saklama kılıfında  muhafaza ediniz. Deri doğal bir ürün olduğu için, hava alabilen kılıflar kullanmalısınız. Eğer saklama kılıfınız yoksa, çanta satan yerlerden temin edebilirsiniz.

- Gerçek deri çantaların rengini, parlaklığını ve elastikiyetini korumak için deriler için özel üretilmiş yağlarla arada bakımını yapabilirseniz, deri çantanızın ömrü daha uzun olacak ve her zaman ilk günkü gibi görünecektir.

- Deri çantanızı kesici, delici ve yanıcı aletlerden uzak tutmaya özen gösteriniz. Eğer deriniz hasar gördüyse mutlaka deri tamiratı yapan bir yere götürünüz, kendiniz düzeltmeye çalışmayınız.

- Şık görünebilir ancak deri çantanızda kalıcı delikler açacak iğneli aksesuarlar ve broşlar kullanmamaya dikkat ediniz.

- Deri doğası gereği su geçirir, ancak deriyi doğru kurutursanız yağmurdan ve kardan zarar görmezler. Islanmış deri çantalarınızı kalorifer, saç kurutma makinesi veya benzeri ısı kaynaklarından uzak tutmalısınız. Pamuklu kuru bir bezle sildikten sonra kendi hallerinde kurumaya bırakmalısınız.

- Deri çantanızı cilalayarak yağmur ve kar lekelerine karşı koruma sağlayabilirsiniz. Eğer deri çantanızda su lekeleri oluştuysa, çantanızı kısa bir süre su buharına tutup, kuruduktan sonra hemen cilalayınız. Oje, boya, mürekkep gibi zor lekeleri kendiniz çıkarmaya çalışmayınız, kuru temizlemeciye götürünüz.

11 Ocak 2013 Cuma

Sağlıklı Saçlara Kavuşmak İçin 10 Öneri



Saçlarımızda olumsuz bir durum olduğunda bunun sebebinin yine bizim yaptığımız yanlış uygulamalar olduğunun farkındamıyız?. Saç bakım uzmanları yapılan hatalı uygulamaların saçları güçsüzleştirdiğine, yıpranmış görünmesine neden olduğuna ve uzun süre tekrarlanırsa, saç kaybına yol açtığına dikkat çekiyorlar. Sağlıklı saçlar için uzmanların önerileri;


1-Saçlar en fazla zararı kalitesiz boyalardan görür. Sık sık saç boyatmak saçları yorar ve yıpratır. İki boya arasında mümkün olduğu kadar uzun zaman bırakın. Kalitesiz boyaların saçlarınıza daha fazla zarar vereceğini unutmayın.

2-Uzun süre güneş ışığına maruz kalmak saçlara büyük zarar verir. Özellikle boyalı saçlar güneşten çabuk etkilenir. Teninizi güneşten koruduğunuz gibi saçlarınızı da koruyun. Saçınıza koruyucu krem sürüp, başınıza geniş kenarlı şapka takın.

3-Gereğinden fazla jöle, briyantin, sprey, köpük ve benzeri ürünler kullanmak ve aşırıya kaçacak derecede saç bakım ürünleri kullanmak saçı çok yorar. Kalitesiz saç bakım ürünlerinden kaçının.

4-Çok fazla fön çekmek, özellikle saçlar kuruyken çekilen fönler ciddi zararlar verir.  Sıcak su da, en az sıcak hava kadar saçlarınıza ve saç diplerine zarar verir. Saçlarınızı ılık suyla yıkayın ve kuruturken ılık hava verin. Saçlarınızı yıkarken diplerine masaj yapın.

5-Saçlarınızı rüzgardan, sigara dumanından ve tozdan koruyun. Sigara içen hanımların saçları daha çabuk ve daha çok dökülür.

6-Hiçbir zaman ıslak saçla yatmayın ve ıslak saçlarınıza şekil vermeye çalışmayın. Saçlarınızı yumuşak, pamuklu havlu ile kurutabilirsiniz, ancak bunu saçlarınızı ve saç diplerini örselemeden yapmanız gerekir. Hızla ve bastırarak saçlarınızı kurutmaya çalışmak saçlarınızı ve saç diplerini yıpratır.

7- Saçınız için kullandığınız fırçanın sert olması, tararken saç diplerini sarsarak zayıflatır, yumuşak veya uçları korumalı saç fırçalarını tercih edin.

8-Saçları uzun süre eşarp, şapka, bere ve benzeri aksesuarlar ile kapalı tutmak, saçların nefes almasını engeller. Saçlarınız toplamak için lastik kullanmayın, lastik  saç tellerini kırarak saça zarar verir.

9- Saçın yapıtaşı proteinden yoksun veya yetersiz diyet listeleri uygulamak da saçı donuklaştırır ve kırılmasına sebep olur. Uzun süreli diyetlerden kaçının.

10-Haftada iki kez saçınızı yıkadıktan sonra bir bardak tatlı suya bir bardağın dörtte biri kadar ağız gargarası katıp, bununla saç diplerinizi ovalayın ve saçlarınızı durulamayın.

10 Ocak 2013 Perşembe

Maisonette Home Collection



2006 yılında Sanko bünyesine katılan Maisonette; Maisonette markası ile USA, Avrupa Birliği, Doğu Avrupa ve Ortadoğu ülkelerine ihracat yapılmaktadır. Supima, Cotton USA (Amerikan Pamuğu), Egyptian (Mısır Pamuğu) ve Organik pamuk üretim sertifikalarına sahiptir. Ev tekstili alanının lider markası Maisonette; havlu, bornoz, nevresim ve pike ürünleri ile artık Markamil'de, keyifli alışverişler...