Parfüm,
latince, kokulu duman anlamına gelen “perfumum” kelimesinden geliyor. Tarihi
ise oldukça eski: Günümüzden yaklaşık 5000 yıl önce, Mısırlılar
güneş tanrıları Râ için güneşin doğuşundan batışına dek kokulu otlar
yakarlardı. Ölülerini ise kokulu yağlar kullanarak mumyalar, mezarlarına
parfüm şişeleri ve kokulu kremler koyarlardı. Nitekim, yapılan kazılarda Mısır
Firavunu Tutankhamon’un mezarından parfüm şişeleri ve krem vazoları
çıkarıldı. Mısırlılar günlük hayatlarında ise kokulu yağlar ve pomatlar kullanırdı.
Bunlar içinde en çok tercih ettikleri “kyphi” adını verdikleri kokulu bir
yağdı. Kyphi, bal, şarap, pirinç, mersin çiçeği, safran, katırtırnağı ve ardıç
özlerinden oluşan bir karışımdı. Nefertiti yasemin banyosu yapar, banyodan
sonra vücuduna sandal ağacı, amber ve ender rastlanan çiçek özleri sürerdi.
Çağdaş
niteliklere sahip ve bilinen ilk parfüm 14. yüzyılda, 1370 yılında yapıldı ve
güzelliğiyle ünlü Macar kraliçesine atfedildi. Esans ve biberiye yağı ile alkol
karışımından elde edilmiş, lavanta yağı ile zenginleştirilmiş bu karışıma özel
bir isim verilmesi de unutulmamıştı: “Macar Suyu”.16. yüzyılda cam sanatının
ilerlemesiyle birlikte parfümün gelişme süreci de hızlandı. O yıllarda parfümün
en çok üretilip tüketildiği ülke Fransa idi. Fakat parfümün vücuda sürülmesinin
hastalıklara neden olacağı düşünülür, parfüm sadece pis kokuları maskelemek
için kullanılırdı. Bu nedenle giysiler, eldivenler, mendiller, hatta
mücevherler bile parfümlenirdi. 17. ve 18. yüzyıllarda, parfüm endüstrisi
oldukça gelişti. Özellikle Fransa'nın Grasse bölgesi parfüm endüstrisinin
kalbi, merkezi haline geldi.
20. yüzyılda
parfümler muhteşem şişeleriyle birer sanat eseri halini aldı. Parfümler vücut
kokularını bastırmak için değil, kişiliklerin altını çizmek için kullanılmaya
başlandı ve çağdaş yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldi.
Kokular,
içerisindeki ürüne asıl koku veren maddenin (ağaç, çiçek, baharat, vs..)
yağları ve aroma veren diğer madde bileşimlerinin yoğunluğuna göre birbirinden
farklı türlere ayrılır. Parfüm kelimesi dilimize tüm koku ürünlerini kasteden
bir kelime olarak yerleştiği için, koku türleri arasındaki ayrım göz ardı
edilerek hepsine parfüm denilmekte. Halbuki parfüm aslında bir koku türüdür ve
ürün içeriğindeki öz parfüm yağları konsantresinin yani asıl esansın % 80'e
kadar yoğun olduğu ürünü ifade eder. Gerçek parfüm çoğu parfüm firmasında
bulunmayıp, olanların ise ancak 15 ml. lik ambalajlar şeklinde ve çok yüksek
fiyata sattıkları koku türüdür.
Parfüm yaygın
olarak EDP ve EDT türleri satılır ve kullanır. Eau de Parfum yani EDP
gerçek parfümden sonra içeriğindeki esans miktarının %20'ye kadar olduğu koku
çeşididir. EDT lere göre daha uzun süre kalıcıdır ve kokuları daha baskındır.
Fiyatı Edt lere göre daha yüksektir. Eau de Toilette yani EDT ise esans
miktarının %10'a kadar olduğu koku çeşididir. Hafif ve spor kokular genelde bu
gruptadır. EDP ye göre biraz daha az kalıcığı vardır ve yine EDP ye göre daha
uygun fiyatlıdır. Erkeklerde kullanılan ASL yani After Shave Lotion ise
%3'ten az esans içerir ve ve traş sonrası losyonun koku verilmiş halidir.
Kalıcı değildir ve ASL ile birlikte yine parfüm kullanmak gerekir.
Kokularımızın
kalıcılığını arttırmak için mutlaka tenimize sürmeli (giysi üzerine değil) ve
kullandığımız ürünün devam ürünleri olan sprey deodorant ve rollonuyla birlikte
kullanmamız gerekir. Hatta bazı ürünlerin parfümlü vücut losyonları ve duş
jelleri de vardır, bunlarda ASL gibi %3'ten az esans içerir ancak kendi kokusu
ile kullanıldığında kalıcılıkta oldukça etkilidir.